Tasarrufun İptali Davası
2004 sayılı İcra İflas Kanunumuz, borçlunun alacaklıya zarar verici hileli işlemlerinin iptalini sağlamak amacıyla tasarrufun iptali kurumunu düzenlemiştir. Tasarrufun iptali davası, alacaklı tarafından borçlunun üçüncü kişilerle son 5 yıl içerisinde gayrimenkul veya menkul mallarına ilişkin yaptığı temelde mal kaçırma amacı güdüp alacaklıya zarar vermek kastıyla yapılan hukuki işlemlerinin iptali için açılan davadır. Alacaklının bu davayı açmadaki amacı, malın mülkiyetini borçluya geri getirmek değil, mal sanki borçlununmuş gibi üçüncü kişinin elinde sattırıp alacağını almaktır. Alacaklının talebi kabul edilirse, hileli işlem iptal edilir, mal üçüncü kişinin elinde satılır ve satış bedelinden alacaklıya ödeme yapılır. İptal davası, malı bu üçüncü kişiden almış olan diğer iyiniyetli kişilerin haklarını ihlal etmez. İyiniyetli üçüncü kişilerin bu kazanımları korunur.
Tasarrufun iptali davasının açılabilmesi için şu şartların varlığı gereklidir;
- Alacaklı ile borçlu arasında gerçek bir borç ilişkisi mevcut olmalıdır.
- Tasarrufun iptali davası açılırken alacaklının elinde borç ödemeden aciz belgesi bulunması gerekir. Ancak, davanın açılması aşamasında aciz vesikasına ihtiyaç yoktur. Aciz vesikası, sonradan ikame edilebilen dava şartlarındandır.
- Borçlu hakkında başlatılmış olan icra takibinin kesinleşmiş olması gerekir.
- Tasarrufun iptali davası borçlunun son 5 yıl içerisinde yaptığı tasarrufları kapsar.
- Tasarrufun iptali davasının açılabilmesi için iptali talep edilen tasarrufun, icra takibi konusu edilen borcun doğum tarihinden sonra yapılması gerekir.
Tasarrufun iptali davasının hem icra hukukunda hem de iflas hukukunda açılması mümkündür.
- İcra hukukunda bu davanın açılması için özel bir dava şartı öngörülmüş olup alacaklının elinde borç ödemeden aciz belgesinin bulunması gerekmektedir.
- Hacizdeki iptal davasını takip alacaklısı, mutlaka borçlu ve onunla birlikte işlem yapan üçüncü kişiye karşı açar. Borçlu ve üçüncü kişi davalı tarafta şekli mecburi dava arkadaşı durumundadır.
- İflas hukukunda tasarrufun iptali davasını, iflas masasının kanuni temsilcisi olan iflas idaresi yalnızca 3. Kişiye karşı açar. Müflisin davalarda taraf olma sıfatı bulunmaması sebebiyle, müflis davalı tarafta yer almaz.
Tasarrufun iptali davası genel mahkemeler olan Asliye Hukuk Mahkemelerinde açılır. Mahkemede bu dava basit yargılama usulüne göre görülür. Hakim bu davada her türlü delili serbestçe inceleyerek karar verir. Tasarrufun iptali davasının açılması hak düşürücü süreye tabidir. Bu davanın en geç işlemin yapıldığı tarihten itibaren 5 yıl içerisinde açılması gerekir.
İPTALE TABİ TASARRUFLAR
İcra İflas Kanunu, borçlunun iptale tabi tasarruflarını üç grup altında düzenlemektedir:
- Karşılıksız Kazandırmalar: Borçlunun alacaklısına zarar verme kastıyla 3. Bir kişi lehine yapılan bağış niteliğindeki tasarrufları iptale tabidir. Buna göre alışılmış hediyeler hariç olmak üzere hacizden veya iflasın açılmasından geriye doğru son 2 yıl içerisinde yapılan karşılıksız kazandırmalar iptale tabidir. Ek olarak Kanuna göre bazı işlemler karşılıklı yapılmış olsa da iptale tabidir. Bunlar;
- Karı koca ve 3. Derece kan ve kayın hısımları, evlatlık ve evlat edinen arasında yapılan karşılıklı işlemler bağış hükmündedir.
- Borçlunun kendisine veya 3. Kişi yararına, kaydı hayat şartı ile irat, ölünceye kadar bakma sözleşmesi veya intifa hakkı kurduğu sözleşmeler iptale tabidir.
- Borçlunun verdiği şeyin sözleşmenin yapıldığı sıradaki değeriyle ivaz olarak kabul ettiği şey arasında orantısızlık bulunduğu sözleşmeler iptale tabidir.
- Borçlunun aciz halinde (borca batık durumda) yaptığı tasarruflar:
Borçlunun aciz halinde yapmış olduğu işlemler geriye doğru son 1 yıl içerisinde yapılması durumunda iptale tabidir. Bu tasarruflar:
- Borçlunun teminat göstermediği evvelce taahhüt etmiş olduğu haller müstesna olmak üzere borçlu tarafından mevcut bir borcu için yapılan rehinler
- Para veya alışılmış ödeme vasıtalarından hariç bir yolla yapılan ödemeler
- Vadesi gelmemiş borç için yapılan ödemeler
- Kişisel hakların kuvvetlendirilmesi için tapuya verilen şerhler şeklindedir.
Önemli bir nokta şudur ki söz konusu tasarruflardan yararlanan 3. Kişi borçlunun aciz halinde olduğunu bilmediğini ispat ederse iptal davası reddedilir.
- Borçlunun son 5 yılda zarar vermek kastıyla yaptığı tasarruflar: Son olarak borçlunun alacaklılarına zarar verme kastıyla son 5 yılda yapmış olduğu tasarruflar iptale tabidir. Bu davada ispat yükü alacaklıya aittir.
İLGİLİ YARGITAY KARARI
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 13.10.2020 T., 2018/4246 Esas, 2020/5504 Karar Sayılı İlamı;
“…Mahkemece, davalılar ... ve ... dava dışı ... Makine Sanayi ve Ticaret Şirketinde sahibi oldukları ayrı ayrı 69'ar adet olmak üzere toplam 138 adet hisselerini davalı ...'a devrettiklerini, Ticaret Sicil Gazetesinde davalıların tümünün kredi borçlusu Urban İnşaat şirketinde olduğu gibi JMS Makine Sanayi şirketinde de birlikte yönetim kurulu üyesi oldukları, hisse devrinin borcun doğumundan sonra yapıldığı, davalıların her üçünün aynı şirkette ortak arkadaş oldukları, aynı zamanda şirket ortağı oldukları, bu haliyle hisseleri devralan davalı ...'in devreden davalılar Ergün ve ...'ın borca batık olduklarını ve mali durumlarının bozuk olduğunu bilebilecek durumda olduğu, hisse devirlerinin davacı alacaklıyı zarara uğratmak amacıyla muvazaalı olarak yapıldığı ve şartları oluştuğundan İİK.nun 277. ve 280. maddesi uyarınca iptale tabi bulunduğunun anlaşıldığı gerekçesi ise asıl davanın kabulüne, birleşen davanın ise devralan davalı ...'un yabancı uyruklu olduğu, tapudaki devirden önce aralarında Kuşadası 2. Noterliğinin 22/05/2006 tarihli ve 6460 yevmiye nolu işlemi ile dava konusu taşınmaz için Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesi yapıldığı, bu satış vaadinin resmi şekilde yapıldığı, satış vaadinin ve satışın senetlerin tanzim tarihlerinden önce olduğu, ayrıca kredi sözleşmesinin düzenleme tarihinin 17/11/2006 tarihi olduğu, satış vaadinin ise kredi sözleşmesinden önce 22/05/2006 tarihinde yapıldığı, dolayısıyla tarihler itibariyle satış vaadinin borcun doğumundan önce yapıldığı, davalı ...'un yabancı uyruklu olduğu, devreden Ergün'ün mali durumunu ve borca batık olduğunu bilebilecek durumda olmadığı taşınmaz satışının muvazaalı olduğunun bu nedenle ispatlanamadığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre hükmün onanmasına” karar verilmiştir…” şeklindedir.
Yargıtay Kararından da görüleceği üzere tasarrufun iptali davasına konu malı devralan 3. kişinin borçlunun aciz halinde olduğunu bilmesi veya bilebilecek halde olması durumunda tasarrufun iptaline karar verilir.

