Telefon
WhatsApp
İnstagram

Senedin Ziya ve İptali Davası

Hukuk alanındaki önemli makale, rapor ve bültenlere bu sayfadan ulaşabilirsiniz. Güncel yasal gelişmeleri ve uzman analizlerini inceleyin.

Senedin Ziya ve İptali Davası

Senedin Ziya ve İptali Davası

255 Görüntüleme 30 Haziran 2025, 08:32

Senet, genellikle bir borç ilişkisinden doğan, borcu belgeleyen, yazılı ve imzalı bir belgedir. Senedin ziya ve iptali davası genellikle borçlu kişinin senedin geçersizliğinin tespit edilmesi için açılan davalardır. Senede ilişkin iptal davası açılması için bir takım şartların olayda bulunması gerekmektedir. Bunlar :

-Senedin Zayi Olması : Senedin zayi olması hali , senedin hak sahibinin  isteği dışında elden çıkması veya maddi olarak senedin mevcut olmaması nedeniyle ibrazı mümkün olmamasıdır.

-Senette Yer Alan Hakkın Halen Mevcut Olması : İptal davası açan kişinin, davaya konu   olan senetteki hakkının dava açılış tarihinde mevcut olması gerekmektedir. Senetteki hak, senedin yitirilmesinden önce doğmamışsa veya senedin yitirilmesinden sonra doğma imkanı kalmamışsa senet iptal davasına konu olmaz.

-İptal Davasını Hak Sahibinin Açması : Davacının senedin kaybolduğu andaki alacaklısı olması gerekir. TTK 651.madde uyarınca bu durum dava  şartı olarak düzenlenmiştir.

-Senedin Yeniden İktisabının Mümkün Olmaması  : Senedin yitirilmesinin gerçek ve samimi olması gerekmektedir. Devamlı olarak elden çıkmamışsa iptal davası açılamaz.

-Senedin Kanunen İptali Mümkün Bir Senet Olması Gerekir :İptal davasına konu olan bir senet olması gerekir. Buna göre, adi borç senetleri ile limited şirketlerin çıkardıkları pay senetleri ve kooperatiflerdeki ortaklık senetleri kıymetli evrak niteliğinde olmadığından, TTK’daki hükümlere göre iptali istenemez. Zayi nedeniyle iptali dava edilen kıymetli evrakın, senet tipi ve türüne göre kanunen öngörülen zorunlu unsurları içermesi gerekir. Zorunlu unsurlardan birinin senette yer almaması halinde, geçerli bir senetten bahsedilemeyeceği için, kıymetli evrakın da zayi nedeniyle iptalinin dava edilmesi mümkün değildir.

İptal davası çekişmesiz bir dava olması sebebi ile davacı kavramı bulunmaz. Dİlekçe sahibi veya hak sahibi taraf sıfatına sahip olan kişi için kullanılmaktadır. Hak sahibi kişi iptal davasını açarken senedin zilyedi olduğunu ama bu zilyetliği bir şekilde kaybettiğini ispat etmelidir. İspat yükü hak sahibinin üzerindedir. Bu ispatın yaklaşık olarak yapılması iptal davası için yeterlidir. Hak sahibi iptal davasında ödeme yasağı talep edebilmektedir. Ödeme yasağı ihtiyati tedbir niteliğindedir. Ödeme yasağına rağmen kişinin ödeme yapması halinde borçlu ikinci defa ödeme yapma tehlikesi ile karşılaşabilmektedir. Ödeme yasağından sonra ilan usulüne geçilmektedir. Bu  ilan Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’ne verilir. Bu ilan ile senedi elinde tutan kişiye yapılan bir davettir. Hamiline yazılı senetler için bu ilan süresi  6 aydır. İlandan sonra senedi elinde bulunduran kişi senedi mahkemeye 6 ay içerisinde ibraz ederek hak sahibinin kendisi olduğunu bildirebilir. Bu durumda iptal davası açan kişiye mahkeme süre vererek iptal davasını istirdat davasına dönüştürmesini bekler. Eğer dönüştürme yapılmazsa mahkeme ödeme yasağını kaldırarak davanın reddine karar verir. İlandan 6 ay sonra senedi elinde bulunduran kişi senedi mahkemeye ibraz etmezde mahkeme iptal kararı verir. Çekişmesiz yargı işi olduğu için ilama bağlar. Bu ilam sadece tespit niteliğindedir.

Emre yazılı senetlerde poliçenin iptaline ilişkin hükümler uygulanır. Buna göre iradesi dışında poliçe elinden çıkan kişi ödeme veya hamilin yerleşim yerineki Asliye Ticaret Mahkemesi’nden muhatabın poliçeyi ödemekten men edilmesini ister. Bunun üzerine teminat yatırılması gerekmektedir.Ödeme yasağından sonra poliçe için ilan süresi öngörülmektedir. Bu ilan ile birlikte en az 3 ay en fazla 1 yıl içinde poliçe ibraz edilmelidir. Bu süreler vadesi geçen poliçeler için birinci ilan gününden, vadesi gelmeyen poliçeler içinse vadesinin gelmesinden itibaren başlamaktadır. Bu ilan Türkiye Ticaret Sicil gazetesinde 3 defa yapılmaktadır.

Yargıtay 11.  Hukuk  Dairesi 04.06.2018 T., 2016/12638 E., 2018/4213 K. Sayılı Kararı

“...Davacı vekili; müvekkilinin hamili olduğu 31/07/2009 keşide tarihli ve 5.150,00 TL bedelli çekin zayi olduğunu ileri sürerek anılan çekin zayi sebebiyle iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; iptali talep olunan çekin keşide tarihinin 31/07/2009 olduğu, bu hali ile çekin zamanaşıma uğradığı ve kambiyo senedi vasfını yitirmiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, zayi sebebiyle çek iptali istemine dair olup, mahkemece, yazılı şekilde, iptali istenen çekin zamanaşımına uğradığı ve kambiyo senedi vasfını yitirdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Oysa, 6762 Sayılı TTK’nın 563. maddesinde senet üzerinde hak sahibi olan kişinin, zayi olması halinde senedin iptalini mahkemeden isteyebileceği düzenlenmiştir. Zayi sebebiyle kıymetli evrakın iptalini isteyebilmek için gerekli olan şartlardan birisi de senette mündemiç olan hakkın varlığını sürdürmesidir. Bununla birlikte senetteki hakkın zamanaşımına uğramış olması iptal kararı verilmesine engel değildir. (Prof. Dr. Fırat Öztan, Kıymetli Evrak Hukuku, 1997, s.270) O halde mahkemece, iptali istenen çekin, zamanaşımına uğramış olmasının başlı başına çekin iptal edilmesini engellemeyeceği gözetilerek iptal için diğer şartların bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davacı yararına BOZULMASINA,…” şeklindedir.

🔍 Nasıl Yardımcı Olabiliriz?

Hukuki sorularınızın yanıtlarını aramak için aşağıdaki formu kullanın

Popüler Arama Konuları

En çok aranan hukuki konularımıza göz atın: