İcra Hukukunda İstihkak Davası
İcra hukukunda istihkak davası, özellikle haciz işlemlerinde önemli bir yer tutar. Bu dava, haczedilen bir malın üzerinde üçüncü bir kişi tarafından mülkiyet veya zilyetlik hakkı iddia edildiğinde gündeme gelir. İstihkak davası, haciz sırasında malın gerçekte kime ait olduğunun belirlenmesi için açılır. Bu tür davalar, haciz işlemlerine karşı hem borçlunun hem de üçüncü şahısların sahip olduğu hakları korumayı amaçlar.
İstihkak Davasının Tarafları
İcra hukukunda açılan istihkak davasında üç ana taraf vardır:
- Alacaklı: Haczi talep eden kişi.
- Borçlu: Haciz işlemi borçlunun malları üzerinde yapılır.
- Üçüncü Kişi: Haczedilen mal üzerinde mülkiyet veya zilyetlik hakkı olduğunu iddia eden kişi.
- İstihkak Davasının Koşulları
Haciz işlemi sırasında üçüncü bir kişi, haczedilen malın kendisine ait olduğunu veya zilyetliğinin kendisinde olduğunu ileri sürebilir. Bu durumda istihkak iddiası ortaya çıkar ve süreç şu şekilde işler:
Malın Haczi: Alacaklı, borçlunun mallarına haciz koydurduğunda, haczedilen mal üzerinde üçüncü bir kişi hak iddia ederse, bu iddia haciz tutanağına geçirilir.
İstihkak İddiası: Üçüncü kişinin bu iddiası icra müdürlüğüne yapılır ve icra müdürlüğü durumu tespit eder. Bu tespit, haciz tutanağına yazılır. Eğer alacaklı, üçüncü kişinin bu iddiasına itiraz ederse dava açılması gerekecektir.
Dava Süreci: İstihkak iddiasına karşı alacaklı ya da borçlu bu iddiaya itiraz ederse, istihkak davası açılır. Üçüncü kişi bu davayı açarak malın kendisine ait olduğunu veya zilyetliğini ispat etmek zorundadır. Alacaklı ise malın borçluya ait olduğunu ispat etmek zorundadır.
İstihkak Davası Süreci
İcra hukukunda istihkak davasının süreci şu adımlarla ilerler:
1.Üçüncü kişi, istihkak iddiasını haciz işlemini öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde icra müdürlüğüne bildirmek zorundadır. Eğer bu süre içinde iddia yapılmazsa, dava hakkı kaybolur.
2.Alacaklı veya borçlu, üçüncü kişinin istihkak iddiasına itiraz edebilir. Bu durumda istihkak davası açılması zorunludur. Dava, haczedilen malın bulunduğu yer icra mahkemesinde açılır.
3.Dava sürecinde taraflar iddialarını ispat etmek zorundadır. Üçüncü kişi, malın kendisine ait olduğunu veya zilyetliğinin kendisinde bulunduğunu ispat etmek zorundadır. Zilyetlik, malın fiilen kimin kontrolünde olduğuyla ilgilidir ve bu durumu ispatlayan belgeler sunulabilir. Alacaklı ise malın borçluya ait olduğunu ispatlamaya çalışır.
Sonuç
Mahkeme, delilleri inceleyerek malın kime ait olduğuna karar verir. Eğer malın üçüncü kişiye ait olduğu ispatlanırsa, mal üzerindeki haciz kaldırılır ve mal üçüncü kişiye iade edilir. Ancak alacaklı haklı bulunursa malın borçluya ait olduğu kabul edilir ve haciz devam eder.
Davanın sonucunda kazanan taraf, yargılama giderlerini de kaybeden taraftan talep edebilir. Eğer üçüncü kişi istihkak davasını kazanırsa, mal üzerindeki haciz kaldırılır ve mal kendisine teslim edilir. Kaybederse, malın borçluya ait olduğu kabul edilerek haciz işlemi devam eder.
İcra hukukunda istihkak davası, tarafların mal üzerindeki haklarını koruyabilmeleri için kritik bir öneme sahiptir ve mülkiyet ya da zilyetlik iddialarının hukuki olarak çözülmesini sağlar.
İLGİLİ YARGITAY KARARI
Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 21.12.2016 Tarihli 2014/27223 E. , 2016/17289 K. Sayılı Kararı
‘’…Davacı alacaklı vekili, haciz için borçlu şirketin bulunduğu arsaya gidildiğinde, borçlu şirketin işi bırakarak gittiğinin tespit edildiğini, müvekkili ...'ün "... Asansör" ünvanı ile asansör imal ve montaj işleri yaptığını, müvekkili ile davalı-borçlu şirket ... Mobilya Dekorasyon Turizm Gıda İth. İhr. San. va Tic. Ltd. Şti. arasında bir eser sözleşmesi yapıldığını, borçlu şirketin inşaatında gerekli olan asansörün imal ve montaj işlerini müvekkilinin yüklendiğini, akabinde sözleşme gereği müvekkilinin edimlerini ifaya başladığını, imal ve montaj edeceği asansör için gerekli tüm malzemeleri borçlu şirketin inşaatına götürüp bıraktığını, hacze gidildiğinde borçlu şirketin haciz mahallinden ayrılmış olduğunun tespit edilmesi üzerine zaten mülkiyeti müvekkiline ait olan ve inşaat alanına bırakılmış ve henüz asansör imalatında kullanılmayan asansör malzemelerini haczettiklerini, haciz esnasında davalılardan ...'ın bu malzemelerin kendisine ait olduğunu, diğer davalı-borçlu şirketten satın aldığını belirterek istihkak iddiasında bulunduğunu, ancak istihkak iddiasının haksız ve yersiz olduğunu, menkullerin istihkak iddia eden ...'a ait olmadığını, müvekkiline ait olduğunu belirterek, davalı 3.kişinin istihkak iddiasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, İİK'nun 96 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan istihkak davasının konusunu mahcuz malların borçluya ait olup olmadığı hususunun oluşturduğu, somut olayda da istihkak iddiasının reddi davası söz konusu olup, araştırılması ve yargılaması yapılması gereken konunun haczedilen malların istihkak iddia eden üçüncü kişiye ait olmayıp, borçluya ait olduğu iddiası olması gerektiği, oysa davacının da kabulünde olduğu üzere, mahcuzların zaten davacı alacaklıya ait olduğu iddia edilmekle, bunun istihkak davası yoluyla çözümü mümkün olmayıp, istihkak davası yönünden hukuki mesnedinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
-//-
Hüküm, davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dosyası kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde davanın, alacaklı tarafından İİK’nun 99. vd. maddesi uyarınca 3. kişinin istihkak iddiasının reddi talebiyle açılan bir dava olduğunun kabulü gerekir.
Bu durumda, dosyada 3. kişinin istihkak iddiasında bulunmasında haklı olup olmadığının değerlendirilmesi ve bu doğrultuda, Mahkemece, tarafların gösterdikleri deliller toplanarak uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle uyuşmazlığın istihkak davası yoluyla çözümü mümkün olmayıp istihkak davası yönünden hukuki mesnedinin bulunmadığından bahisle davanın reddine kararı verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulmasına karar vermek gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde iadesine 21.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi…’’ şeklindedir.

