Telefon
WhatsApp
İnstagram

Hukukumuzda Tanık Delili

Hukuk alanındaki önemli makale, rapor ve bültenlere bu sayfadan ulaşabilirsiniz. Güncel yasal gelişmeleri ve uzman analizlerini inceleyin.

Hukukumuzda Tanık Delili

Hukukumuzda Tanık Delili

141 Görüntüleme 24 Haziran 2025, 11:59

Hukuk Yargılamasında Tanık

Hukuk yargılamasında mahkeme taraflara tanık listesinin sunumu için belirli bir süre verir. Bu süre içerisinde sunulan tanıkların adresine duruşma gününü bildirir davetiye çıkarılır. Duruşmaya katılmayan tanık için zorla getirme kararı verilir. Tanık ifadelerinin önemi, dava dosyasına bulunan diğer deliller ile değerlendirildiğinde önem kazanır. Hukuk yargılamasında taraflarca getirilme ilkesi mevcut olduğundan hakim yalnızca tarafların dosyaya sunduğu deliller ile dosyayı değerlendirir. Tarafların getirdiği belgeler, bilirkişi incelemesi ile birlikte tanık ifadeleri değerlendirilerek dava sonuçlandırılır. Dava aşamalarına gelince, ön inceleme duruşmasının yapılmasından sonra tanıkların dinlenmesi aşamasına geçilmesi gerekir. Bilirkişi incelemesi yapılmadan önce tanıkların dinlenmiş olması sağlıklı olandır. Bunun sebebi, usul ekonomisi ilkesinin yerine getirilmesi ve tanık beyanları doğrultusunda dosyada yapılacak incelemelerin yapılmasıdır. Örneğin tanıklardan birinin beyanı doğrultusunda bilirkişinin tespit etmesi gereken hususlara eklemeler yapılabilir. Böylece tanık delili ile diğer deliller arasında sağlıklı bir bağlantı kurulmuş olur.

Sadece tanık beyanlarına dayanarak hüküm kurmak mahkemenin takdirindedir. Mahkeme, başkaca hiçbir delil olmayan dosyada tanık deliline dayalı olarak hüküm kurabilir. Ancak mahkemenin tanık beyanlarını neden esas aldığını veya neden esas almadığını gerekçeli olarak açıklaması gerekir. Tanık, zayıf ve takdiri bir delildir. Hakim dinlediği her tanık beyanını esas almayabilir. Tanık beyanlarının gerçekliği, hakim tarafından sorgulanması gereken bir husustur. Bu sebeple hakim tanıkları sadece dinlemekle kalmamalıdır. Tanıklara soru sorarak duruşmada sorgulamalı, çelişkili hususlarda yanılıp yanılmadığını ölçmelidir. Hâkim, tanığın ifade ettiği olayların, hayat akışına, düşünce ve tecrübe kurallarına uygun olup olmadığına dikkat etmelidir. Tanık ile davanın tarafları arasında, yakınlık veya akrabalık ilişkisinin bulunması, tanık beyanının geçersiz sayılabilmesi için tek başına bir ölçüt olamaz. Ancak dosyadaki başkaca deliller ile desteklenemeyen, sadece akrabaların tanıklığı ile iddia edilen hususlara ihtiyatla yaklaşılmalıdır. Öte yandan tanık ifadelerinin görgüye mi yoksa duyuma mı dayalı olduğu da bir diğer önemli husustur. Görgü tanıklarının beyanları öncelikli değerlendirilir.

  • Ceza Muhakemesinde Tanık

Ceza muhakemesinde resen araştırma ilkesi uygulanır. Mahkeme resen araştırma yapar ve delilleri tartışarak maddi gerçeğe ulaşma hususunda bir sonuca varır. Yargılama neticesinde mahkeme, sanığın suçu işlediğine dair tam bir kanaate ulaşamadığı takdirde şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereği, sanık suçsuz kabul edilir. Ceza muhakemesinde farklı olarak resen araştırma ilkesi geçerlidir. Resen araştırma ilkesi, hukuk yargılamasında geçerli olan taraflarca getirilme ilkesinin zıttıdır. Buna göre cumhuriyet savcısı her türlü delili toplamakta serbesttir. Bu sebeple huzurunda dinlemek üzere tanıklara çağrı gönderebilir. Taraflar da ceza yargılaması başladıktan sonra yargılamanın her aşamasında duruşmada tanık dinletebilir. Ceza yargılamasında gizli tanıklık da söz konusu olabilir. Yargıtay içtihatlarına göre tek başına gizli tanık beyanlarına dayanılarak hüküm tesis edilemez.

İLGİLİ YARGITAY KARARI

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2021/3708 Esas,  2021/7774 Karar Sayılı İlamı

“…Öncelikle davacı tanıklarından birisinin davacının öz oğlu oluşu nedeni ile bu tanığın beyanına ihtiyatla yaklaşılmalıdır. Diğer taraftan davacı tanıkları davacının 07:30’da işe başladığını söylerken bu bilgisinin görgüye mi yoksa duyuma mı dayalı olduğu, başka bir anlatımla bunu söyleyen davacı tanıklarının beyanlarının görgüye dayalı olabilmesi için kendilerinin de haftanın 7 günü 07:30 da işyerinde olmaları gerekmekte olduğuna göre kendilerinin de her gün 07:30’da işyerinde olup olmadıkları açıklattırılmamıştır. Keza davacının mesainin bitiş saati hakkında davacı tanıklarından biri saat 24:00 derken diğer tanık ise 01:00 -02:00 şeklinde beyanda bulunduğu halde bu beyanında duyuma değil görgüye dayalı olabilmesi için anılan tanıkların da haftanın 7 günü 24:00 -01:00 veya 02:00’ saatlerine kadar çalışıyor olmaları gerekmektedir. Aksi halde davacı tanıklarının beyanları görgüye dayalı değil duyuma dayalı, nakli beyan niteliğinde olacak olup hükme esas alınmaları da mümkün olmayacaktır. Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle yapılması gereken, davacının oğlu dışındaki diğer tanığı …’u yeniden dinlemek, kendisinin ihtilaf konusu dönemde haftada kaç gün hangi saatler arasında çalıştığını belirleyip, tanığın işyerinde olmadığı saatler bakımından görgüye dayalı bilgisinin olmadığı gözetilerek fazla mesai alacak iddiasını yeniden değerlendirmektir” …” şeklindedir.

Yargıtay Kararından da görüleceği üzere davacının oğlu olan tanığın beyanlarına ihtiyatlı yaklaşılması gerekmekle birlikte aynı zamanda görgü tanığı olduğundan tanıklığının davada esas alınması gerekir.

🔍 Nasıl Yardımcı Olabiliriz?

Hukuki sorularınızın yanıtlarını aramak için aşağıdaki formu kullanın

Popüler Arama Konuları

En çok aranan hukuki konularımıza göz atın: