Borçlunun Kötü Niyetli Davranışları ve Sonuçları
İcra ve İflas Hukuku, alacaklı ile borçlu arasındaki menfaat dengesini korumayı amaçlayan kuralları bünyesinde barındırır. Ancak bazı durumlarda borçlular, sırf icra takibini geciktirmek, kötü niyetli şekilde alacaklının tahsil kabiliyetini ortadan kaldırmak veya hakkın kötüye kullanımı teşkil eden davranışlarda bulunabilmektedir. Hukukumuzda bu tür davranışlar, gerek kanun gerekse Yargıtay içtihatları ile sınırlanarak birtakım yaptırımlara bağlanmıştır.
Borçlunun Kötüniyetli Davranışları Nelerdir?
İcra takiplerinde borçlunun kötüye kullandığı bazı yaygın hak ve davranışlar şunlardır:
- Borca itiraz etmesine rağmen itirazını ispatlayacak bir dayanağının olmaması
- Borçlu olmadığı halde takibi sürüncemede bırakmak için itiraz etmesi
- Hileli mal kaçırma (hileli tasarruflar)
- Sahte belgelerle icra takibini durdurmaya çalışmak
- Gerçek dışı beyanlarla alacaklının zararına davranmak
Bu davranışlar, hem İcra İflas Kanunu’nda hem de Türk Borçlar Kanunu’nda kötü niyetli davranış olarak değerlendirilmekte ve sonuçlarına bağlanmaktadır.
Hukuki Sonuçları Nelerdir?
Borçlunun kötü niyetli davranmasının bazı önemli sonuçları vardır:
- İtirazın İptali davasında %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilebilir. (İİK m.68/son, m.67/2)
- İstirdat veya menfi tespit davasında haksız çıkan taraf yine kötü niyet tazminatı ödeyebilir.
- Hileli tasarruflar geri alınabilir. (İİK m.277 vd.)
- Ceza Sorumluluğu doğabilir. (Resmi belgede sahtecilik vb.)
İcra hukuku sisteminde kötü niyetli borçlu davranışlarının önlenmesi ve alacaklının korunması büyük önem taşır. Borçlunun sırf takibi geciktirmek amacıyla itiraz etmesi, hileli işlemler yapması veya gerçek dışı beyanlarda bulunması hem maddi hem cezai yaptırımlara bağlanmıştır. Yargıtay kararları da uygulamada alacaklının korunması yönünde önemli emsal teşkil etmektedir.
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, 2019/3500 E., 2019/11127 K., 26.06.2019 tarihli kararında şu şekilde hüküm kurmuştur:
“...Borçlu, takip konusu borcun varlığı konusunda herhangi bir belge sunamamış, alacaklıyı oyalamak ve icra takibini sürüncemede bırakmak amacıyla itiraz ettiğini kabul ettirmiştir. Bu nedenle, İİK'nın 67/2. maddesi uyarınca, alacaklının talebi doğrultusunda borçlunun %20 oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi usul ve yasaya uygundur...” şeklindedir.

