Bilişim Sistemlerinin Kullanılması Suretiyle Hırsızlık Suçu
Bilişim sistemlerini kullanmak suretiyle hırsızlık suçu Türk Ceza Kanunu’nun 142. maddesinde düzenlenen bir hırsızlık suçunun nitelikli hali olup, bilişim sistemlerinin haksız menfaat elde etmek amacıyla kullanılması sonucu işlenen bir suçtur. Bilişim sistemlerinin kullanımı, suçun işlenme şeklini daha sofistike hale getirir ve suça daha fazla karmaşıklık katar. Bu nedenle, yasada bu suçun cezası daha ağır bir şekilde düzenlenmiştir.
- Suçun Unsurları
Bilişim sistemlerini kullanarak işlenen hırsızlık suçunun oluşabilmesi için bazı unsurların bulunması gerekmektedir:
1.Haksız Menfaat Elde Etme Amacı
Bu suçun temel amacı, failin kendisine veya bir başkasına haksız bir kazanç sağlamasıdır. Örneğin, başkasının banka hesabından para çekmek, sahte kredi kartı bilgileriyle alışveriş yapmak ya da internet ortamında bir başkasının malvarlığını kullanmak bu kapsamda değerlendirilir.
2.Bilişim Sistemlerinin Kullanılması
Bilişim sistemleri; bilgisayarlar, cep telefonları, internet ağları gibi elektronik cihaz ve sistemleri kapsar. Failin bu sistemleri kullanarak suç işlemesi, suçun bilişim suçları kapsamına girmesine neden olur. Örneğin, bir kişinin banka hesabına izinsiz girerek para transferi yapmak, bir bilişim sistemi kullanarak hırsızlık suçu sayılır.
- Maddi Unsur
Bilişim sistemlerini kullanmak suretiyle hırsızlık suçunun maddi unsuru, haksız bir kazanç sağlamaya yönelik bir eylemde bulunulmasıdır. Bu, failin bir başkasının malını veya parasını bilişim sistemleri aracılığıyla izinsiz şekilde ele geçirmesi şeklinde gerçekleşir. Örneğin, internet üzerinden bir alışveriş sitesinin güvenlik açıklarından yararlanarak başka bir kullanıcının hesap bilgilerini çalarak para harcamak.
- Manevi Unsur
Bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle hırsızlık suçunun manevi unsuru, yani kastı, genel kasttır. Fail, bilişim sistemlerini kullanarak başkasına ait malvarlığını hukuka aykırı şekilde elde etmeyi bilerek ve isteyerek gerçekleştirmelidir. Bu suçta failin amacı, bilişim sistemlerini kullanarak haksız bir menfaat sağlamaktır.
- Suçun Cezası
TCK 142/2-e maddesi uyarınca, bilişim sistemlerini kullanmak suretiyle hırsızlık suçunu işleyen kişi hakkında 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası verilir. Bu ceza, işlenen suçun ağırlığına ve failin suç işleme sıklığına göre artabilir.
Bilişim suçları, çoğunlukla birden fazla mağduru etkileyebildiği ve suçun tespiti daha karmaşık olduğu için, suçu işleyen kişi hakkında yargılama süreçlerinde ağırlaştırıcı nedenler dikkate alınabilir.
- Suçun Tespiti ve Delillendirilmesi
Bilişim sistemlerini kullanarak işlenen hırsızlık suçlarında delillendirme oldukça önemlidir. Bu tür suçlarda genellikle dijital deliller üzerinden hareket edilir. E-posta kayıtları, IP adresleri, dijital imzalar, güvenlik kameraları gibi deliller suçun ispatında kullanılır. Ancak, bu delillerin toplanması ve sunulması dikkatli bir şekilde yapılmalıdır. Aksi takdirde, delillerin mahkemede geçerliliği tehlikeye girebilir.
- Suçun Önlenmesi
Bu tür suçların önlenmesi için hem bireylerin hem de kurumların çeşitli önlemler alması gerekir. Güçlü şifreler kullanmak, iki faktörlü kimlik doğrulama sistemleri, güvenlik duvarları, anti-virüs yazılımları gibi önlemler, bilişim suçlarına karşı koruyucu tedbirler arasında yer alır.
Sonuç olarak bilişim sistemlerini kullanarak hırsızlık suçu, hem teknoloji bilgisi gerektiren hem de ciddi cezai yaptırımlara tabi olan bir suç tipidir. Bu suçun önlenmesi için bireylerin dikkatli olması ve bilişim güvenliği konusunda bilinçlenmesi büyük önem taşır.
İLGİLİ YARGITAY KARARI
Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 23.09.2020 Tarihli 2019/9478 E. , 2020/15892 K. Sayılı Kararı
‘’…Maddenin birinci fıkrasında, bir bilişim sisteminin işleyişini engelleme, bozma, ikinci fıkrasında, bilişim sistemindeki verileri bozma, yok etme, değiştirme veya erişilmez kılma, sisteme veri yerleştirme, var olan verileri başka yere gönderme fiilleri suç olarak düzenlenirken, üçüncü fıkrada, birinci ve ikinci fıkralarda belirtilen eylemlerin bir banka veya kredi kurumuna ya da bir kamu kurum veya kuruluşuna ait bilişim sistemi üzerinde gerçekleştirilmesi halinde, verilecek cezanın yarı oranında artırılacağı hükmüne yer verilmiştir
Somut olay bakımından değerlendirilecek olan dördüncü fıkrada ise, birinci ve ikinci fıkralardaki fiillerin gerçekleştirilmesi suretiyle kişinin haksız çıkar sağlaması eyleminin, başka bir suçu oluşturmaması hâlinde, iki yıldan altı yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasını gerektiren bir suç olarak cezalandırılacağı yaptırıma bağlanmıştır.
244. maddenin dördüncü fıkrasında düzenlenmiş olan suç tipinin gerçekleşebilmesi için, ya maddenin birinci fıkrasında yer aldığı şekliyle sistemin işleyişinin engellenmesi veya bozulması ya da ikinci fıkrasında belirtildiği şekliyle bilişim sistemi içerisindeki verilerin bozulması, yok edilmesi, değiştirilmesi, sisteme veri yerleştirilmesi, var olan verilerin başka bir yere gönderilmesi gerekmektedir. Bir diğer şart ise gerçekleştirilen eylem dolayısıyla fail ya da üçüncü bir kişi lehine haksız bir menfaat temin edilmiş olmasıdır. Anılan maddenin dördüncü fıkrasında yer alan; "Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan fiillerin işlenmesi suretiyle kişinin kendisinin veya başkasının yararına haksız bir çıkar sağlamasının başka bir suç oluşturmaması halinde…" biçimdeki ifadeden, bu fıkradaki düzenlemenin tali norm niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, bilişim sistemleri aracılığıyla haksız çıkar sağlanmış olması halinde öncelikle kanunda düzenlenmiş olan bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle işlenebilen diğer suçların (hırsızlık, dolandırıcılık) oluşup oluşmadığı değerlendirilmeli, şayet gerçekleştirilen eylem bu suçlardan hiçbirisinin tanımına uygun değilse, o zaman TCK.nın 244. maddesinin 4. fıkrası hükmü uyarınca uygulama yapılmalıdır.
Bu açıklamalar ışığında oluşa ve tüm dosya kapsamına göre;şikayetçinin internet üzerinden Vodafone hattına ait kontör satış işiyle uğraştığı, olay tarihinde sanığın şikayetçinin internet sayfasındaki şifresini kırarak ele geçirdiği 121,96 TL'lik kontörü babasının adına kayıtlı ancak kendisinin kullandığı ... nolu GSM hattına ve 150 TL'lik kontörü ise ... nolu GSM hattına gönderdiği anlaşılan somut olayda; sanığın eyleminin telefonun kullanılması için gerekli olup ekonomik bir değer ifade eden, ancak bedeli karşılığında alınabilen ve sistemde veri ile temsil edilen kontörü telefona aktarıp kullanması şeklinde gerçekleştiği, bu işlem nedeniyle bilişim sisteminin doğru ve işlevine uygun olarak çalışmasına engel bir durumun da meydana gelmediği, katılanın rızasına aykırı olarak malvarlığında azalmaya neden olunduğu; başka bir anlatımla sanığın amaç ve kastının var olan veriyi başka bir yere göndermekten ziyade, bu verinin temsil ettiği ve ekonomik bir değeri olan, ancak bir bedel ödemek suretiyle alınabilecek olan kontörleri alarak mal edinmeye yönelik olduğunun anlaşılması karşısında; sanığın eyleminin zincirleme şekilde TCK.nın 142/2-e, 43. madde ve fıkrasında düzenlenen ''zincirleme şekilde bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle hırsızlık'' suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde, TCK.nın 244/4. maddesi uyarınca mahkumiyet hükmü kurulması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321 ve 326/son maddeleri gereğince ceza miktar yönünden kazanılmış hakkı saklı kalmak kaydıyla BOZULMASINA, 23.09.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi…’’ şeklindedir.

